“Bir incelik…” diyor şair

“Kitap sitede yoksa var gibi göstermek de kul hakkı değil midir?” diye sorduğumda kul hakkını duyup hediye etmek isteyen satıcı abinin inceliği çoğalsın istiyorum yeryüzünde.
“Ricamı,samimi dua kabul et Rabbim” diyorum sesli olmayan bir şekilde.
Hiçbir gönlü incitmeden dâr-ı dünyadan geçmek düşüncesi de çiçeklenir beynimde,
Çokça kelimeyi kullanmadan anlaşılmak isteğim de…
Beklentim yükseklerde mi? böyle inceliklerle insanları bir görmekle?
Ezmedim kimseyi bu cümlemle
fakat hep açıklama gereği duymaya mahkûm edilmiş dilimle
Yorulmaktan da bitap düştük e hâliyle belki ahâliyle
Kafam dolu, biraz yeniliklerin tohumu biraz yenilmişliklerin tortusu,
Yine de kalbim rahat
en az kafamın beş-on katı kadar
Nedeni çok basit daha doğrusu El-Basıt’tan,
İçinde her daim iyi sebepler ve bu sebepleri yaratana olan güven var: “Umutsuz olma!  Allah, yorulanların da Rabbidir;
yanılanların da
yenilenlerin de…”

Sabır eyle

Çoğu zaman hatırımıza getiremediğimiz kavramlardan biridir sabır. Özelikle öfkelendiğimiz anda kovarız onu. Sanki Hz.Eyyub hastalığa ve sıkıntılara karşı onunla siper olmamış gibi. Hz.Yusuf kuyuda ve zindanda onunla dost olmamış gibi…Ya Hz.İbrâhim’in sabrı için ne demeli: Alevler gül bahçesi şeklinde bitmedi mi?
Hz. Yunus’a deniz altı gezisini kazandıran teslimiyetin adı neydi peki?
Sevgililer sevgilisi,gül kokulu peygamber efendimiz(s.a.v) hangi konuda sınanmadı ki,  karşısında sabır kılıcını kuşanmasın.

Tüm bu sebeplerin, sebepleri yaratandan geldiğini unutma. Sınavı sınav yapan sadece sorunlar değildir. Tevekkül edip sabırla teslim ol. Vakti gelince sabır bizi gül bahçesinden öte tüm güzelliklerin ebedî yurduna ulaştırır.

Hangi Yol

“Seni kötü yollara iten tek şey düşüncelerindir, ayakların değil.” Sözünü kendimize başlangıç rotası olarak alalım. Fotoğraftaki sözle ilk bakışta bir anlam bağı kuramamış olabilirsiniz ama şöyle izah edelim; Düşünce soyut bir kavram yani elimizle tutamayız, gözlerimizle göremeyiz,hatta gül gibi kokusu bile olsa koklayamayız. Ama yürümek harekete geçmektir. Yani somut bir şey. Eğer kafamızdaki düşünceler iyi yönde ise ayaklarımız bizi sadece o yöne doğru yaklaştıran vasıta işlevi görür.
Ama kafamız boş ise, ayaklarımız bizi  ya bataklığa sürükler ya da kim daha çok sesini yükselterek haklı çıkacağını zannediyorsa onların izinden gider ki bu bataklıktan beterdir. “Ne demeye getiriyorsun lafı hele, de bakem?” Dediğinizi farzedelim :)Önemli olan kaç diploma aldığınız değildir. Ya da hangi toplumsal statü/ mevkide olduğunuz da. Çünkü yüzlerce diplomalı veya da meslek sahibi insan tanıdım. Ama birçoğu ilkokul mezunu olmuş bir arkadaşımın düşünceleri kadar parlak ve araştırmacı kafaya sahip değillerdi. Nedeni çok basit, kitap okuyan insanın konuşması, oturması, kalkması hatta insan ilişkilerindeki tavırları bile farkını hemen belli ediyor. Hemen kestirip atmak yok okuyanlarda. Nedenini sorguluyor, güvenli kanıt istiyor ve bu sayede dünyanın kendi kendine oluşamayacağı kanaatine varacak kadar kendini biliyor. İlmin ilk iki  merhalesini geçip en üstte kendini bilmeyi öğreniyor. Bu yüzden olsa gerek;”ilim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir, Sen kendini bilmez isen
Bu nice okumaktır.”diye onlarca yılın eskitemediği haklıbir söz vardır.Okuyanlar, birkaç kitap okuyup; alim tavırları kasmıyor. Bir insanın hatasını gördü mü ona kızmak yerine onarmayı, en öncesinde de kaynağını bulmaya iniyor. Uyarı yaparken incitmemeye çabalıyor. Tüm bunları yaparken; peygamber ahlakının uygulanan en kutsal kitap ( Kuran-ı Kerim) olduğunun farkına varıyor.  İşte bu yüzden de her sabah Kuran’ı,mealini,Risale-i Nuru,ilmihali ve dünya klasiklerini okuyorum. Okudukça hiçbir şey bilmediğim tokat gibi çarpıyor yüzüme.Unutma:”Nasıl ki bakteriler müsait ortam bulduklarında çoğalırsa, boş kalan insanın beyni de boş düşünceler üretir.”#keşfet #keşfetteyiz. #oku #kuran #risaleinur