TARİH DERSİ GÖBEKLİNİN

Yaklaşık olarak 12.000 yaşına geldik.Evet biz insanlar bu kadar yaşlıyız.Çok değil bizim memleketten bir buçuk saat uzaklıkta.Biraz bilmece gibi konuştuğumun farkındayım şuna bir girişelim bakalım neymiş bu insanlık tarihinin sıfır noktası dedikleri yer.Bizim memleketle ne alakası var dediğinizi duyar gibiyim.Şanlıurfa’da bulunan şu “Göbeklitepe”diye çokça orda burda duyduğumuz ve hatta 27 Aralık’ta çizgi filmi bile vizyona girmiş olmasına bakacak olursak çok önemli olduğunu pekâla anlamak mümkün.Şöyle söyleyeyim: Bugüne kadar tarih derslerinde ezber yaptığımız isimleri ilginç olan o çağlar var ya: Neolitik, paleotik vs. diye tam olarak ayak bastık olaya, şimdi ayağımızı çekip şu meşhur ilk tarihi çağın yerini alan 12 T şeklinde(yüksekliği enine göre büyük)etrafı minik taşlarla örülmüş,hayvan figürleri içeren tapınaklara yakından bakalım.Bir daha vurgulamak istersek tarihte bildiğimiz ilk çağdan da önce geliyor.Ezber de bildiklerimize göre normalde öncüler bir köy inşa eder ve köy gelişince ortaya bir tapınak kurarlar fakat Göbeklitepe bulguları ilk önce tapınağın yapıldığını daha sonra köyün tapınak etrafında geliştiğini işaret ediyor.İşaret ediyor diyorum çünkü henüz kesinleşmiş bir şey söylemek tam olarak mümkün değil.Üstelik yeryüzüne çıkarılanlar (6) dışında 14 tapınağın daha tepenin göbeğine gömülü vaziyette olduğunu bugün teknolojinin faydalalı yönünden yararlanarak öğrenmiş bulunuyoruz.2-6 cm uzunluğunda, ağırlıkları 5-20 ton arasında değişen bu stellerden oluşan tapınaklar nasıl yapıldı,kim taşıdı,kim nasıl dizdi? meçhul ama tapınakları bir nevi keşfeden kişi Klaus Schmidt(1990) ve yaygın olarak kabul görmüş bir düşünceye göre farklı gruplara ve kabilelere mensup binlerce avcı ve toplayıcı uzunca bir süre iş birliği yapmış görünüyor.Böyle bir zahmete katlanmayı da ancak dini veya ideolojik bir sistem. sağlayabilir.Düşünüyorum da bu fırsattan tam anlamda istifade edebilmek ne güzel olurdu diye.Şöyle yani Göbeklitepeyle çocuklarımızı tanıştıracak projelerde bulunmak hiçte fena olmaz.Yoksa üzerindeki yabancı yazıların ne anlama geldiğini bilmeden tişört giymiş çocuklar gibi tarihine de yabancı kalırlar.Üstelik fikir sahibi olup bunu sanatla yada yazıyla daha da yaygın ve derin bir mevzu haline getirmelerininde döviz konusunda çokça faydasını görmek mümkün olabilir kanısındayım.Belediyenin de ulaşım konusunda yardımcı olmasının minik yüzleri güldürceğinden hiç şüphemiz yoktur.Belki de o zaman çocuklarımız götür beni aya aya(Şu sıralar bayağı popüler olan bir parça) demeden önce götür beni Göbeklitepeye tepeye derler…

Yorum bırakın