DUAN YOKSA NEYİN VAR?

DUAN YOKSA NEYİN VAR?

Furkan suresi;(25:77.)”Eğer duanız olmazsa ne ehemmiyetiniz var?Diye insanın duayla kıymetlendiğini apaçık öne sürmekte.Hastalıkta, davetsizce bizi bulunca ettiğimiz duaları da bu çerçevede değerlendirebiiriz.Şöyle ki, ortalama her insan başına bir iş gelmeden çokta içten dua edemez.Hastalık zamanı peki dua etmeyen mü’min var mıdır?Bunun nedeni hastalığın zaten var olan ölümü daha çok hatırlatmasıdır.Genellikte hastalık ölüme götürür ve ağrılar daima Allah’tan şifayı diler.Biz insanlar şikayette ederiz.Halbuki nasıl şükür nimeti arttırıyorsa aynı şekil şikayette kötü durumu ağırlaştırır.Piskolojik olarakta kanıtlanmış olduğuna göre streslenmemeliyiz.Hastalığın derinlerine inip merakımızı arttırıp abartmamalıyız.Bu vücudu daha fazla baskılamak dışında faydasızdır.Hastalık tam da korku ve ümit arasındadır.Bir taraftan dünya bir taraftan ahiret,araftasınızdır.İkisi arasındaki denge ise sabırdır.Çok şey öğretir hastalık.Taaki onu yüzünden okumayı bırakırsak.Zararları dışında faydasını görmeye çalışırsak ziyadesiyle memnun olacağızdır.Çünkü dünyadaki hastalıkla çekilen yirmi gün ahiretteki saadetimiz için yirmi yıl gibi bir zamana karşılık gelebilir ve belki daha fazlasına.Allah sevdiği kullarını hastalıklarla imtihan eder.Hem öyle olmasa bu konuda en güzel örnek Hz.Eyyub(a.s) olur muydu.Ahirette onların kafilesinden olmak istiyorsak tevekkül edelim.Bu hastalıklar için şükür edelim ki günahlarımıza kefaretliği kabul ettikleri için.Bazı hastalıklar var ki manevi şehid sevabı verilmiş.Burdan anlaşılıyor ki hastalık sonucunda çok fazla kârlı çıkıyoruz.Hatta doğum sonucu(lohusa zamanı olan 40 güne kadar)dan tutun, boğulma ve yanma ya kadar veba bile bunlar arasındadır.Sadece bunla da sınırlı değil.Sekülerizme kendini çokça kaptırmış kişiler için ölüm aşırı korkunç gelebilir.Oysa hastalık zamanı Allah’a yakınlaşan kul ölüme bir nevi hazırlanmış,kendini alıştırmış olur.Dünyadan ayrılış süreci de daha hafif seyreder.Hastalıkların gençleri günahlardan korumak gibi bir vazifesi de var.Örneğin:Gençliğinin verdiği rehavete kapılıp gaflet içindekilerin acziyetini görmelerini sağlar.Bu durumda olan insanlara karşı iyileştiği zaman daha merhametli olmasını sağlar.Kendi vicdanlarını sorgulama imkânıda buldurur.Peki tüm bunlar sadece gençler için mi?Hayır Tabiî ki Rabb’imizin özellikle son zamanlardaki durumlarımız için bir ikazı.En güzel şekilde karşılarsak eğer Hak’tan gelen bu misafiri,bize hoşçakalın diyebilir.Ya da benimle gel manevi şehitliğine şefaatçi olayım da diyebilir.Ne derse desin ama o da bizim ondan şikayetçi olduğumuz gibi bizden Allah’a şikâyetçi olmasın da…

Yorum bırakın