YANLIŞLAR KAFİLESİ

Her canlının ölümü tadacağını bile bile ne çok alışmışız ölümsüzmüşüz gibi yaşamaya.
Ne çok eşya biriktirmişiz ne çok kalp kırıklığı..
Ya yan komşudan çıkar ya akrabadan birileri.
Bazen de düşünmek istemediklerimiz arasındandır cansız bedenler.
Zamanla unutmuş gibi oluruz onları ama bilinçaltında hep nefes aldıklarına şahitiz.
Gidenler bir daha geri dönmeyecekler kafilesine katılmışlardır.

Herkeste var olan ölüm korkusu ama neden nefsimize engel olamıyoruz anlayamıyorum.
Oysa burnumuzun dibinde son bulan hayatları koklaya koklaya yaşıyor/yaşadığımızı sanmıyor muyuz?
Ölüm gelip çattıktan sonra; yıkanan sadece bedenle kalmıyor kefenlene hapsedilmiş eylemlerde oluyor.
Hepsinden tek tek hesaba çekileceğimiz kısa süreli bir mekân ediniyoruz.
Ya cennetten bir bahçe ya da cehennemden bir bataklık.
Uğruna gece gündüz çalıştığımız ve hiç kimseye kalmayacak olan ortalama yaşam yüzdeli bir süre.
Sonsuza dek kalacağımıza inandığımız yer için hazırlıklar ne âlemde?”
Ölümü ve öldükten sonra ceset ve kemiklerin çürümesini hatırlayın.
Âhiret hayatını isteyen dünya hayatının süsünü terkeder.(Tirmizî,Kıyâmet, 24)

Ne ayet ne de hadis gerçekleri kesmiyor bizleri değil mi?Şu anda yaşıyor olmanın verdiği cüretkar tavırdan olsa gerek erteleyip duruyoruz inancımızın gereklerini.
Hâlbuki “Hangi mû’min daha akıllıdır yâ Rasulallah”diye sorulduğunda şu cevabı vermiştir:”Ölümü sıkça hatırlayıp ölümden sonrası için en iyi hazırlık yapan kimsedir işte gerçek akıllı insanlar onlardır.(İbn-i Mâce,Zühd,31)
Unutmayalım demeyeceğim ama hep aklımızda olsa faydası çok fazla olur, zararı yok…

Yorum bırakın