ÖMRE BEDEL LATİFE

Uzaklardaydı babası hem de çok uzaklarda.Sürekli iletişim halinde olması muhabbetle beraber mesefaleri de arttırıyor gibiydi.O tam tersini dilerken bile.Çoğu zaman babasının neler yaptığını merak ederdi.Karnı açmıdır,namazını kılmış mıdır ya da üşüyor mudur?diye.Bir gün yine babasıyla mesajlaşırken şaka yapmak istemişti.Hem çok yoğun bir programı vardı.Azıcık tebessüm eder,dinlenme imkânı bulur diye.Bu yoğunluk içinde Gülbahçe’ye zaman ayırması ona kendisini değerli hissettiriyordu.Sadece bu da değil çok mutlu olduğu kadar,babasına karşı zaman hırsızlığı yaptığını da düşünüyordu.Üstelik yaşadığı sorunlar onu her üzdüğünde dua kapısından sonra ona selam çakıyordu.Bu yüzden de babasının mutlu olmasını elinden geldiğince kendine borç edinmişti..Ne kadar inat edip yapmayacağım dediği şey varsa,babasını üzdüğünü hissedip sonradan yapmaya karar veriyordu.Babası onun için çok mu çok merhametli ve iyilik severdi.Bu hayattaki tek süper kahramanıydı.Mesajı ilkin yazıp yazmamak konusunda kararsız kaldıysa da iyi şeyler düşünüp gönderdi.Biraz zaman geçtikten sonra babası nihayet cevap yazmıştı.Gülerek pür dikkat yazılanları okudu.Sonra bir daha okudu.tekrar okudu.Kaç defa bu olay tekrarlandı sayamadı bile.Çünkü inanmak istemediği şeyler yazılıydı.O anda beyninden vurulmuşa döndü.”Sen ne yaptın Gülbahçe?” diye gözüne ilişen ıslaklıkla sayıklamaya başladı.”Baba ben evden kaçtım.”diye şaka mı yapılır?Sen ne yaptın düşüncesiz kız?bu tarz cümleler zincir oluşturmuştu beyninde.Önce ellerinden başlayarak sırasını karıştırdığı bir titreme bacaklarından sonra vücuduna yayılmıştı.Okudukları doğru olamazdı.Yanlış okuduğunu düşünüp aynı yerleri ezberleyecek kadar tekrarladı.Kalbiyle ilgili sağlık sorunları da yaşıyordu.Bu olayla kalbinin bugüne kadar hiç bu kadar ağrımadığını farketti.Nefes alamıyor, düşünemiyor ve hiç bir şey hissedemiyordu.Sanki kalbi her çarpışında kireç pompalıyormuş gibi yüzü bembeyaz kesilmişti.Cevabı, her ne kadar ekranda süper kahraman yazılı olsa da babası yerine yardımsever biri yazmıştı.Anlaşılan basit olarak sonunu hiç düşünmeden yaptığı bu şaka, onu dünyadaki en değerli insandan ayırmıştı.Mantığına bir türlü kabul ettiremediği o gerçek yaşanmıştı.Kalbi ise çoktan o gerçeğin peşinden gitmeye aday olmuştu.Sürekli aynı düşünceler dönüyordu kafasında.Az önce iletişim halindeydiler ne ara böyle oldu?Hem babası kızını tanımıyor muydu?Belki de kızının deliliklerini bildiği için ihtimal vermişti böyle bir şeye.Gözyaşlarının hepsini bugün için harcamıştı.Bugünden sonra bu kadar ağlar mıydı bilemiyordu.Yeri yarıp diri diri acı çekerek ölmek istiyordu.Belki o zaman birazcık vicdanının tozunu almış olurdu.En kolay yolu kalbinin sıkıştığı bu anda babasının yanına gidip ondan af dilemekti.Duramıyordu yerinde.Bir ileri bir geri hızlı adımlarla,kilitli olduğu odada mekik dokuyordu.Üvey annesinin hatasına karşılık bu cezası şimdi acı vermeye başlamıştı.Odası artık bir mezar gibi karanlık,dar ve korkutucu geliyordu.Aradığı halde artık babasına ulaşılamıyordu.Dudakları sûratle kurumuş,boğazı çoktan düğümü vurmuştu.Gözleriyle görmeden inanmazdı.Aslında bu gerçekle yüzleşmeye ne yüzü vardı nede cesareti.Merak duygusu ağır bastıkça,yumruklarını daha çok sıkıyordu.Evde kimsenin olmadığını bile bile duvar kadar sert kapıya vuruyordu. Telefona o anda ihtiyacı olmasa, suçuna ortak olduğu için un ufak etmeye dünden hazırdı.Babasının “güzel kızım” deyişini bir kere duysa bile ona ömür boyu yeterdi.Aklı onu,korku ve hüzünle dolan kalbiyle çoktan baş başa bırakmıştı.Dışarı çıkıp babasının yanına gitmek istiyordu.Bu imkansızdı o an için ama çaresizlik içinde kıvranmak ona çok daha acı veriyordu.Göğüs kafesi, gittikçe darlanan kalbini sıkışıtırıyordu derken kulağında anahtar sesiyle yere yığıldı.Bulanık bir kaç kareden sonra net bir görüntü elde edince sevindi.Bu sevinç uzun sürmedi.Uyandığı gibi kalbi varlığını fazlasıyla hissettirmeye devam etti.Hucüm eden yalnız gözyaşları değil düşünceleriydi de.Oysa bütün bunların rüya olmasını ne çok isterdi.Göz perdesini tekrar çekti ve yutkundu.Tekrar açmak istemiyordu çünkü babasını yanında hissediyordu.Artık açmasıda imkansızdı.Onu ellerinden sıkıca kavradı”hadi güzel kızım kalk gidiyoruz”dedi o güzel tebessümüyle.Tıpkı rüyalarında gördüğü gibi parlayan gözleri,sıcak gülümsemesi ve tertemiz yüzüyle.Bembeyaz da gömleğini giymişti.Ne kadar mutlu olmuştu.Çünkü bu defa mesafeler artık olmayacaktı…

Yorum bırakın