İŞ BULAMAZLARSA ERKEN EVLENSİNLER

Başlık bir çoğumuza tanıdık gelmiş olmalı ama orjinalini iliştireyim şu satıra:”Ekmek bulamazlarsa pasta yesinler.”diyen bir Fransa kraliçesinin tarihe mâl olmuş meşhur sözü.Tarih tekerrürden ibarettir diye boşa dememişler,kelimeler modern bir kılıfa bürünmüş olsa da saray haklının vurdum duymazlığı trendlerden hiç düşmedi.Neymiş efendim gençler evlenmiyormuş gelin şu kelime oyununu düzeltelim.Evlenmiyorlar mı yoksa evlenemiyorlar mı?Bir çok insanın bugünün fiyatlarına bakarak simit ve çayla karnını doyuracak aylık bir geliri dâhi yokken, üniversite öğrencilerinin “gidecek bir yerinin ve yaşamaya değer bir hayat görmemelerinin(Selin Ünli ve nicesi) nedenini” yüzlerce intihar vakası bile gösteremiyorsa söylenecek sözün mahiyeti olur mu duymak istemeyenlere.Peygamber efendimiz(s.a.v) sünneti diyip hadislerden yararlanarak vaazlar veriliyorken, batıdan yapma son aile odaklı toplum bükücü İstanbul Sözleşmesi’nin vehâmiyetini ortaya koyan aydınlarımız için de hakaretlerde bulunmayı,karalamalarını da hiç eksik etmiyorlar. Öğrencilere tanınan akademik imkânların çokluğuyla övünüp virgüller sıralayanlar cümlenin sonunda her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide yok diyerekte son noktayı koymuş bulunuyorlar.İşsizlik oranlarının daksillenmesi belliki kendilerinin de gerçek istatistikleri unutmalarına neden olmuş.TÜİK verilerine göre işsizlik oranı güncel de %13,4 genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 3 puan artış göstererek %25,3’e ulaşmış durumda.Evlenmiyorlarmış TV’ye özeniyorlarmış maden yanlış programlar ve yönlendirilmeler mevcut bunun önüne geçmekte ben sizin yanınızdayım,babanızım diyenin kontrolü altında olmamalı mı? Hadislerden ve ayetlerden yararlanılıyorsa bu sistemlerde,bizim de katkımız olsun:Evleniniz,boşanmayı-nız!..Zira boşanma dolayısıyla arş titrer.(Ali el-Müttakî,IX,1161/27874)Bu arş ailelerin haksız yere dağılmasına sebebiyet olmuş kanunî uygulamalar yüzünden sürekli titriyor olacak ki artık kimse alışmışlık hissiyatından dolayı farkında bile değil.Bir güzel hadisimiz daha:En faziletli şefaatlerden(teşvik edilen amellerden) biri, evlilik hususunda iki kişiye aracı ve yardımcı olmaktır.(İbn-i Macê,Nikâh,49)Bu konuda ne kadar yardımcı olunuyor acaba, bir kaç göz boyamalı uygulama dışında toplumun tüm gençlerini özellikle evlenecek güçte olmayan işsiz,yaşı ilerlemiş, ailesine yük olduğunu düşünüp piskolojisi bozulan;okumuş atıl kapasiteye yönelik çalışmalar var mıdır?Sözleri ve gerçekteki uyulamalarının ölümüne kapıştığı yöneticilere armağan etmek istediğim bir final hâdisim daha var:”Zenginlerin davet edilip fakirlerin çağrılmadığı düğün yemeği ne fena bir yemektir.”deniliyor ya “evlenin” çağrısı toplumun hangi kesmine bir giden davetiye?

Yorum bırakın